İş
dünyasında yaşanan artan rekabet çalışanların işlerini kaybetme korkusunu
tetiklemiştir. Çalışanlar işlerini kaybetmek korkusuyla çok daha fazla çalışmakta
ya da işyerinde daha uzun zaman geçirmektedirler. Söz konusu bu baskı
çalışanların fiziki ya da ruhsal rahatsızlıkları olmasına rağmen işlerinin
başında bulunmalarını zorunlu kılmakta bunun sonucundaysa etkinlik ve verimlik
düşüklüğü yaşanmaktadır. Presenteeism
olarak tanımlanan bu durum; çalışanların işyerlerinde geçirdikleri zamanın
yoğunluğu nedeniyle özel hayatlarındaki rollerini gerektiği gibi yerine
getirmelerini engellemekte veya geciktirmelere yol açmaktadır. Bu durum ise iş
yaşam dengesinin bozulmasına temel neden olmaktadır. İş yaşam dengesi, kişinin
çalışma ve özel hayattaki rollerini eşit düzeyde yerine getirmesi ve bu
rollerden eşit düzeyde tatmin olması biçiminde tanımlanabilir. Bu dengenin
kişinin iş ve özel hayatında üstlendiği roller arasındaki çatışmanın en düşük
seviyede tutulmasıyla sağlandığı öne sürülebilir. Bu bağlamda Necmettin Erbakan
Üniversitesi bünyesinde yer alan akademik birimlerdeki akademisyenlerin
presenteeism ile iş yaşam dengesi arasındaki ilişki düzeyinin incelenmesi amaçlanmaktadır.
Anket yöntemi ile elde edilen verilere korelasyon, regresyon, t-testi ve anova
analizleri uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre, iş yaşam dengesi alt
boyutları (iş-aile çatışması ve aile-iş çatışması) ile işte var olamamayı
pozitif yönde etkilemektedir
Journal Section | AÇIK ERİŞİM POLİTİKASI |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 31, 2017 |
Acceptance Date | January 5, 2018 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: ICOMEP 2017 ÖZEL SAYISI |