Hem kişilerin hem de ülkelerin ulaşmaya çalıştığı en temel hedeflerden biri tasarrufları artırmaktır. Bu kapsamda tasarruf davranışını betimleyerek, davranışın değiştirilmesini sağlayan politikalar önem arz etmektedir. Son zamanlarda, psikolojiden aldığı içgörülerle iktisadi analizi zenginleştiren davranışsal iktisat ise bu bağlamda tasarruf davranışına ilişkin önemli içgörüler ve politikalar sunmaktadır. Tasarrufun irade gücü, planlama ve dikkat gerektirmesi ve dolayısıyla bilişsel maliyeti yüksek bir karar olması nedeniyle, davranışsal iktisat özellikle emeklilik için tasarrufu kolaylaştırmak için öntanımlı seçeneklerden yararlanmaktadır. Öntanımlı seçenekler otomatik katılım, otomatik yükseltme ve otomatik portföy dağılımı gibi önceden tanımlanmış stratejileri ifade etmektedir. Söz konusu otomatik stratejilerle ataletin kırılması sağlanarak, emeklilik planlarına dahil olmak isteyen ancak davranışsal engeller nedeniyle olamayan kişiler sisteme dahil edilmektedir. Bu bağlamda, otomatik stratejileri ülke çapında uygulayan birkaç ülkeden biri olan Türkiye’nin de deneyimi dikkat çekmektedir. Türkiye’de bireysel emeklilikte otomatik katılım stratejisininin, planlara dahil olma oranlarını, beklendiği kadar olmasa da arttırdığını söylemek mümkündür. Bu noktada, öntanımlı seçeneklerin tasarruf davranışı üzerinde nasıl etkili olduğu sorusu önem kazanmaktadır. Ancak bu etkinin nasıl gerçekleştiğini araştıran çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Buradan hareketle çalışma, Ankara kamu çalışanları örneklemi üzerinden, bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım tercihlerini açıklamada etkili olduğu düşünülen demografik, finansal ve davranışsal değişkenleri tespit etmeye odaklanmaktadır: Ankara’daki farklı kamu kurum ve kuruluş çalışanlarından sağlanan 434 anket verisinden yola çıkılarak, lojistik regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda demografik değişkenlerden cinsiyet, medeni durum ve hanede bakmakla yükümlü olunan kişi sayısının; davranışsal değişkenlerden ise karmaşıklık algısı ile kamu otoritesi tasdik etkisinin tercihlerde etkili olduğu bulunmuştur. Davranışsal iktisadın teorik öngörüsünün aksine, bireysel emeklilik planları karmaşık bulundukça, sistemden çıkma olasılığının arttığı görülmüştür. Diğer yandan, stratejinin kamu otoritesi tarafından verilen bir tavsiye olarak algılanmasının sistemden çıkma olasılığını azalttığı bulgusu, ilgili stratejilerin politik karar alıcılara önemli bir sorumluluk yüklediğini ortaya koymaktadır.
Turkey is one of the few countries that has introduced national-level automatic enrollment in private pension systems to encourage people to save for retirement. Although the policy's effectiveness is debatable, it is fair to conclude that it has accelerated enrolment in individual pension plans. This is due to the fact that defaults have a significant impact on saving behavior. However, there are few empirical data that explain how defaults operate. To find out, we created a survey for Ankara public employees in order to explore possible demographic, financial, and behavioral constructs for automatic enrollment choices. Gender, marital status, and the number of dependents in the family all have an impact on the decisions. Other noteworthy findings concern behavioral constructs: Ankara public employees who find individual pension systems complex are more likely to opt out, and the public authority endorsement effect greatly reduces the risk of quitting the system. These findings show that there is a need for more educational and informational efforts on the pension system, and that policymakers have a significant amount of responsibility as a result of this strategy.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Economics |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | November 8, 2021 |
Submission Date | October 13, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.