The climate change strategies of the world’s two largest economies and highest greenhouse gas emitters, the United States and China, influence the fate of international negotiations. Political priorities, industrial structures, and national interests are central to these conflicts, hindering the formation of a comprehensive international climate agreement. While the U.S. and China are expected to assume responsibilities commensurate with their levels of development, their national climate policies demonstrate a reluctance to do so. The climate diplomacy processes for both countries began poorly, with setbacks reflected in international negotiations. The U.S. withdrew from the Kyoto Protocol due to partisan divisions within its domestic politics, and subsequent climate strategies have been influenced by the party ideology of the administration in power. China initially neglected its climate strategies, delegating the issue to its meteorological agency, and only pursued institutional reforms as the severity of the problem became apparent. The lack of leadership from China and the U.S. in establishing legal obligations for carbon emissions has impacted the broader international community. The strategic approaches of these two major powers could serve as a model for other states and act as a catalyst on a global scale. However, strategic distrust and bilateral differences complicate reaching a consensus. Diverging national interests, industrial compositions, and political priorities manifest in new conflict areas during negotiation processes, negatively affecting the trajectory of climate diplomacy. Consequently, the national climate policies of the U.S. and China significantly hinder international negotiations from yielding politically binding outcomes.
Dünyanın en büyük iki ekonomisi ve en yüksek sera gazı emisyonu üreten ülkeleri olan ABD ve Çin’in iklim değişikliği stratejileri, uluslararası müzakerelerin kaderini belirlemektedir. Politik öncelikler, endüstriyel yapılar ve ulusal çıkarlar bu çatışmaların merkezinde yer alarak kapsamlı bir uluslararası iklim anlaşmasına ulaşmayı engellemektedir. ABD ve Çin’in gelişmişlik seviyelerine uygun sorumlulukları üstlenmeleri beklenirken, ulusal iklim politikaları bu iki ülkenin gerekli sorumluluğu almakta isteksiz olduğunu göstermektedir. İklim diplomasisi süreçleri her iki ülke için de iyi başlamamış ve yaşanan duraksamalar uluslararası müzakerelere yansımıştır. ABD, Kyoto Protokolü’nden iç siyasetteki partizan ayrılıklar nedeniyle çekilmiş ve sonraki iklim stratejileri iktidara gelen yönetimin parti ideolojisine göre şekillenmeye devam etmiştir. Çin ise iklim stratejilerini başlangıçta göz ardı etmiş, konuyu meteoroloji kurumuna devretmiş ve ancak sorunun ciddiyeti arttıkça kurumsal reformlara gitmiştir. Çin ve ABD’nin karbon emisyonları konusunda yasal yükümlülükler oluşturmadaki liderlik eksikliği, daha geniş perspektifte uluslararası toplumu etkilemiştir.
Bu iki büyük gücün stratejik yaklaşımları, diğer devletler için model oluşturabilir ve küresel ölçekte bir katalizör etkisi yaratabilir. Ancak stratejik güvensizlik ve ikili farklılıklar uzlaşmayı zorlaştırmaktadır. Ulusal çıkarlar, endüstriyel yapılar ve siyasi öncelikleri arasındaki farklılıklar, ABD ve Çin arasındaki güvensizlik, müzakere süreçlerinde yeni çatışma konuları doğurmaktadır. Bu dinamikler, iklim diplomasisinin seyrini olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. Bu nedenle, ABD ve Çin’in ulusal iklim politikaları, uluslararası müzakerelerin siyasi açıdan bağlayıcı sonuçlar vermesini engellemektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Policy and Administration (Other) |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Early Pub Date | October 28, 2024 |
Publication Date | October 30, 2024 |
Submission Date | July 5, 2024 |
Acceptance Date | September 18, 2024 |
Published in Issue | Year 2024Volume: 25 Issue: 4 |
Cumhuriyet University Journal of Economics and Administrative Sciences is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).