Bu makale, modern devlette hukuk-devlet ilişkisini Carl Schmitt ve Hans Kelsen’in fikirlerini mukayese ederek incelemektedir. Bu bağlamda, önce modern hukukun ne olduğu, feodal dönemden farklarının hangi noktalarda ortaya çıktığını tartışmaktadır. Ardından, Hans Kelsen’in modern devlette anayasayı yaratan ‘Grundnorm’ kavramsallaştırması, modern devlette meşruiyet kaynağı olarak incelenmektedir. Ancak Kelsen politik olanın önemini ıskalamış, olgusal düzenin ya da hukukun pratik sosyal düzendeki görünümü ve ilişkilerini incelemeyi yadsımıştır. Diğer taraftan Schmitt ise, modern devletin kurucu iradesi ve tek meşruiyet kaynağı olan egemenliğe yaptığı vurgu ile Kelsen’in davet ettiği güzergaha –hukukun Grundnorm’la inşasına- pek yanaşmamıştır. Schmitt politik olan ve politik birlik üzerinden, hukuku toplumla/halkla özdeş olan egemenin olağanüstü haldeki ‘karar’ı üzerinden tanımlayarak olgusal düzeni baz almıştır. Bu çalışmada modern devletin anlaşılabilmesi için kabul edilen yaklaşım ise, hem Kelsen’in hukuk bilimine yaptığı vurguyu önemsemekte hem de Schmitt’in haklı olarak gündeme getirdiği egemenlik nosyonuna eşit değer vermektedir. Daha doğrusu, modern devletin anlaşılabilmesi için mezkur iki hukuk kuramcısının da beraber okunup, hem hukuk kuramının hem de egemenlik kavramının modern devlet için vaz geçilmez olduğunu iddia etmektedir.
This article examines the law-state relationship in the modern state by comparing the ideas of Carl Schmitt and Hans Kelsen. In this context, firstly, what modern law is and where its differences emerge from will be discussed. Then, the article examines Hans Kelsen's conceptualization of 'Grundnorm', which created the constitution(s) in the modern state(s), as a source of legitimacy in the modern state. The law-state relationship that Kelsen builds on the basis of his 'Pure Theory of Law' is compared to the situation in which Carl Schmitt considers law as the 'decision' of the sovereign. Although Kelsen has accepted law as thing-in-itself and intensified his efforts to build an objective science, the juridical science presents a legitimacy in factual order; even if it was not Kelsen’s goal. Kelsen, however, neglects what is political and failed to examine the appearance of factual order or law in practical social order and their relationship. On the other hand, Schmitt did not much get closer to Kelsen’s approach- building the law with Grundnorm- with his emphasis on sovereignty as the constituent will and unique source of legitimacy. Over what is political and political unity, Schmitt’s approach is based on factual order by defining the law over extraordinary “decision” of the sovereign which is identical with the society/people. The approach to understand the modern state in this article both attaches importance to the Kelsen’s emphasis on the juridical science and attaches equivalent value to the notion of sovereignty which Schmitt rightfully developed. In the last part, this article argues that the law-state relationship in the modern state emerged with both Grundnorm and 'sovereignty', that is, in the partnership of both.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023Cilt: 24 Sayı: 4 |
Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.